Serotonin beyinde çokça bulunan bir nörotransmitterdır. Vücudun hücreleri arasındaki sinyal transferini kolaylaştıran nispeten basit kimyasallar olarak da adlandırılabilen biyojenik aminler grubuna dahildir. Diğer hücrelerle iletişim kurmak için serotonin kullanan sinir hücreleri yoğun olarak incelenmiş olsa da hala biz insanlar için biraz gizemlidirler.
Beyinde yaklaşık 300.000 kadar serotonerjik nöron vardır. Arka beyin ve orta beyin gibi farklı beyin bölgelerine dağılmış halde bulunurlar. Her ne kadar sayıları beyin standartlarına göre düşük olmasına rağmen, çok sayıda ek dallarla geniş bir bağlantı ağına sahiptirler. Sonuç olarak, serotonerjik sistem merkezi sinir sisteminin neredeyse tüm bölgelerine ulaşmaktadır.
Serotonin Sistemi Çok Karmaşıktır
Serotonerjik nöronlar, kardiyovasküler sistemin düzenlenmesi, iştah, ağrı hassasiyeti, cinsel davranış, ruh hali, solunum, anlama ve öğrenme gibi çok çeşitli fizyolojik ve davranışsal süreçlerde rol oynarlar. Ayrıca çeşitli psikolojik bozukluklarda (kaygı bozukluğundan şizofreniye) ve dürtüsel bozukluklarda (şiddet, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, madde kullanımı, obsesif bozukluk) önemli rol oynarlar.
Evrimsel açıdan bakacak olursak, serotonerjik sistem en önce gelişen sistemlerden biridir. Diğer nörolojik bazı süreçlere karşılık inhibitör (yavaşlatıcı, durdurucu) rol oynamaktadır. Serotonin üretimi, kullanımı ya da algılanmasındaki eksiklikler, genel olarak beyin işlevinde ve özellikle davranışsal yönlerinde ciddi değişikliklere neden olabilir.
Nöronların serotonin salınımının sonunda ne olacağı, hedef hücrede bağlandığı reseptör türü ile ilgilidir. Bugüne kadar, serotonine tepki gösteren 17 farklı reseptör keşfedilmiştir. Serotonin düzeylerinin veya serotonin duyarlılığının etkilenmesi ise davranış değişikliklerine neden olabilir.
Serotonin Düzeyindeki Değişiklikler Davranışları Etkileyebilir
Serotonin seviyesi, birden fazla mekanizma ile kontrol edilir. Kontrol etmede rolü olan genlerdeki değişiklikler ciddi sonuçlar doğurabilir.
Serotonin reseptörlerinden biri olan 5-HT1A'de oluşan bozukluk ve kusurların anksiyete artışına yol açtığı bilinmektedir. Serotonin düzeyinin azalması ise şiddet içeren davranışlar ve antisosyal kişilik bozukluğu ile ilişkilidir. Erken yaşlarda serotonin düzeyinin yüksek olması, yetişkinlikte şiddet içeren davranışlar ve saldırganlık ile ilişkili olduğu gözükmektedir. Şizofreni oluşumunda ve gelişiminde, serotonin sinyallerindeki bozukluklar önemlidir.
Serotonin reseptörlerine etki eden birçok doğal madde ve/veya ilaç, çeşitli davranış değişikliklerine neden olur. Bilinen en güçlü halüsinojenik bileşiklerden biri olan LSD'nin etki mekanizmasına bir serotonin reseptörünün de dahil olduğu gözlenmektedir.
Serotonin Düzeyi ve İntihar Davranışı Arasındaki Bağlantılar
Düşük serotonin düzeyleri depresyon ve intihar davranışı ile ilişkilidir. Beynin belirli bölgelerinde serotonin seviyesinin düşmesine neden olan birçok genetik faktör vardır. Bu durum, çeşitli bozuklukların gelişimine katkıda bulunur. Araştırmacılar, intihar davranışının saldırganlık ve dürtüsellik gibi diğer özelliklerle ilişkili olduğunu ve bazı bireylerin genetik yapısından dolayı bu durumlara karşı daha savunmasız olduğunu düşünmektedirler. Bazı tahminlere göre genetik faktörler intiharların % 30-50'sinde rol oynamaktadır. Serotonin taşıyıcılarının da intihar ile ilişkili olduğu görülmektedir. Serotonin taşıyıcılarındaki azalma artan intihar riski ile ilintilidir.
İnsan genomunun "intihar geni" yoktur. Ancak bazı genetik değişiklikler ve farklılıklar, yoğun depresyon ve intihar ihtimali için bazı koşullar yaratmaktadır. Diğer psikolojik bozukluklarda olduğu gibi, intihar davranışı, genler arasındaki karmaşık etkileşime bağlıdır. Tek bir faktörle açıklanamaz. Ayrıca, intihar eğilimlerinin bir nesilden diğerine geçtiğine dair açık deliller bulunmaktadır. Fakat bu sadece, daha yüksek genetik yatkınlığa sahip bireylerin, olumsuz yaşam olayları karşısında biraz daha yüksek ihtimalle intihar edeceği anlamına gelir.
Kendinize İyi Bakın.
Kaynaklar:
Anguelova, M., Benkelfat, C., & Turecki, G. (2003). A systematic review of association studies investigating genes coding for serotonin receptors and the serotonin transporter: II. Suicidal behavior. Molecular psychiatry, 8(7), 646-653.
Arango, V., Huang, Y. Y., Underwood, M. D., & Mann, J. J. (2003). Genetics of the serotonergic system in suicidal behavior. Journal of psychiatric research, 37(5), 375-386.
Bondy, B., Buettner, A., & Zill, P. (2006). Genetics of suicide.
Brent, D. A., & Mann, J. J. (2005, February). Family genetic studies, suicide, and suicidal behavior. In American Journal of Medical Genetics Part C: Seminars in Medical Genetics (Vol. 133, No. 1, pp. 13-24). Wiley Subscription Services, Inc., A Wiley Company.
Mann, J. J., Brent, D. A., & Arango, V. (2001). The neurobiology and genetics of suicide and attempted suicide: a focus on the serotonergic system. Neuropsychopharmacology, 24(5), 467-477.
Parsey, R. V., Hastings, R. S., Oquendo, M. A., Huang, Y. Y., Simpson, N., Arcement, J., ... & Mann, J. J. (2006). Lower serotonin transporter binding potential in the human brain during major depressive episodes. American Journal of Psychiatry, 163(1), 52-58.
#Serotonin #SerotoninSeviyesi #Beyin #SerotoninveBeyin #Nörotransmitter #SinirHücreleri #ArkaBeyin #OrtaBeyin #MerkeziSinirSistemi #Nöroloji #Neuroscience #Şiddet #DikkatEksikliği #DEHB #ADHD #HiperaktiviteBozukluğu #MaddeKullanımı #ObsesifBozukluk #OKB #OCD #Kaygı #KaygıBozukluğu #Şizofreni #Reseptör #İntihar #İntiharRiski #Antidepresan #Depresyon #intihar #intiharriski #İntiharGeni #intiharGeni #Genetik #GenetikDeğişiklikler
Comments