top of page
  • Fuat Can Çalışkan

Sağlıklı Bağırsaklar, Sağlıklı Çocuk, Mutlu Hayatlar

Güncelleme tarihi: 20 Tem

Elisa Song, "Healthy Kids, Happy Kids: An Integrative Pediatrician’s Guide to Whole Child Resilience" isimli kitabında çocukların bağırsak sağlıklarıyla ilgili bilgiler ve araştırmalar ile kendi fikirlerini paylaşmaktadır. Sizlere bu yazımda, Elisa Song'un "Healthy Kids, Happy Kids: An Integrative Pediatrician’s Guide to Whole Child Resilience" kitabındaki bilgileri aktaracağım.


Bütünsel sağlığı yerinde, sağlıklı bağırsaklara sahip çocuklar daha sağlıklı ve daha mutlu mudur? Ebeveynler, çocuklarının sağlığıyla ilgili sayısız endişe ile başa çıkmak zorunda kalır. Sinirli ruh halleri, sindirim sorunları, uyku düzenindeki bozukluklar ve duyusal hassasiyetler sıklıkla geçici evreler olarak görülür. Ancak, bir ebeveynin içgüdüsü bu semptomların normal olmadığını anlar ve çocuğunun gerçekten bütünsel bir sağlıklı yaşama sahip olmadığını anlar.


Sağlıklı Yemek Hazırlayan Bir Kişi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlığı sadece hastalık veya sakatlık bulunmaması değil, tam fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik hali olarak tanımlar. Bu standart çocuklarımız için de geçerli olmalıdır. Ancak, istatistikler endişe verici bir tablo çizer. Her 5 çocuktan 1'i egzama, her 10 çocuktan 1'i astım, davranış sorunları ve kaygı bozukluğu yaşamaktadır. 13-18 yaş arası gençler arasında bu oran 1'e 3'e kadar çıkmaktadır.


Her 36 çocuktan 1'i otizm tanısı almaktadır. Eğer bu yeni normalse, temelde bir sorun vardır. Bütünsel çocuk direncini hedefleyen bütünleyici pediatri, çocuk merkezli tıpta öncü bir yaklaşımdır. Bu bütünsel paradigma, çocuğun fiziksel, zihinsel ve sosyal zorluklarla baş etme yeteneğinin köşe taşı olan sahip olduğu direncin üzerinde sağlıklı beslemenin önemini kabul eder ve çocukların zengin, tatmin edici bir yaşam sürmelerini destekler.


Direnç Bağırsakta Başlar, Sağlıklı Bağırsaklar ve Sağlıklı Çocuk


Tüm yönleriyle çocuğun direnci bağırsakta başlar. Mutlu ve sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu, çocuğun genel iyilik halinin temelidir. Bağırsak mikrobiyomu, 100 trilyondan fazla mikroskobik organizma içermektedir ve sadece sindirimden sorumlu olmayıp, aynı zamanda bağışıklık sistemi, ruh hali, davranış ve hatta genetik performansı da etkiler. Bağırsak mikrobiyomu dengeli olduğunda, sindirim, bağışıklık sistemi, hücreler, hormonlar ve beyin fonksiyonları optimum şekilde çalışır. Ancak mikrobiyom bozulduğunda, reflü, kabızlık, egzama, astım, alerjiler, ADHD ve otizm gibi çeşitli çocukluk dönemi koşullarına katkıda bulunabilir.


Özellikle 0-2.5 yaş arasındaki çocukların mikrobiyomu çok hassastır ve kritik bir gelişim aşamasındadır. Yaklaşık 800.000 çocuğu içeren bir çalışmada, 6 aydan önce antibiyotik alan çocukların, 4 yaşına kadar bu koşullardan birini geliştirme riskinin önemli ölçüde arttığı bulunmuştur. İyi haber şu ki, bir çocuğun mikrobiyomu olumsuz dış etkenlere yetişkinlerden daha duyarlı olsa da, olumlu dış etkenlere de daha fazla yanıt verir.


Bağırsak mikrobiyomu ile bağışıklık sistemi arasındaki bağlantı çok derindir. Bağışıklık sistemimizin %70-80'i, bağırsakta yer alan bağırsak ilişkili lenfoid dokuda (GALT) bulunur. Mikrobiyom sağlıklı olduğunda, GALT, hangi yiyeceklerin, mikropların, alerjenlerin ve toksinlerin dost, hangilerinin düşman olduğunu etkili bir şekilde belirleyebilir. Ancak mikrobiyom dengesiz olduğunda, GALT çok fazla düşmanı içeri alabilir, bu da tekrarlayan hastalıklara yol açar veya çok fazla dostu dışarıda bırakabilir, bu da egzama gibi kalıcı inflamatuar durumlara yol açar. Bazı durumlarda, GALT kendine saldırmaya bile başlayabilir, bu da Crohn hastalığı gibi otoimmün bozukluklara yol açar.


Bağırsak-beyin bağlantısı, beyin ile bağırsak arasında doğrudan bir iletişim yolu olan vagus siniri aracılığıyla sağlanır. Beyin kimyasallarının %95'i bağırsaktan gelir. Bu kimyasallar arasında rahatlamayı sağlayan serotonin, odaklanmayı sürdüren dopamin ve uyku döngüsünü düzenleyen melatonin bulunur. Bu karmaşık bağlantı, mikrobiyomun bilişsel fonksiyon, ruh hali ve genel beyin sağlığı üzerindeki derin etkisini vurgular.


Araştırmalar, bağırsak mikrobiyomunun genetik ifadeyi ve genetik hastalıkların sonuçlarını bile etkileyebileceğini göstermektedir. Mikrobiyomun, hastalık süreçlerine dahil olan belirli genlerin ifadesini modüle ederek, genetik bozuklukların şiddetini veya ilerlemesini hafifletebileceği öne sürülmektedir. Bu çığır açıcı çalışma alanı, bağırsak mikrobiyomunun gücünü kullanarak genetik sonuçları ve genel sağlığı optimize etmek için yeni tedavi yaklaşımlarının geliştirilmesi için umut vaat etmektedir.


Küçük Yaşam Tarzı Değişiklikleri Büyük Etki Yaratabilir


Çocuklarda sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu geliştirmek, basit ancak güçlü yaşam tarzı değişiklikleriyle başlar. Bu pratik adımları benimseyerek, dengeli bir bağırsak mikrobiyomunun dönüşüm gücünü serbest bırakabilir ve çocuğunuzun genel iyilik haline katkıda bulunabilirsiniz. İlk adım, çeşitli ve besleyici yoğun bir diyete odaklanmaktır. Her gün bir gökkuşağı gibi renkli yiyecekler tüketme tavsiyesini duymuş olabilirsiniz.


Farklı Renklerdeki Meyve ve Sebzeler

Renkli meyve ve sebzeleri diyetinize dahil edin, çünkü bunlar lif, fermantasyon ve fitobesinlerin zengin kaynaklarıdır. Fitobesinler, antioksidan ve anti-inflamatuar etkiler dahil olmak üzere sağlık teşvik edici özelliklere sahip bitki bazlı bileşiklerdir. Fermente gıdalar, bağırsak dostu diyetin bir diğer önemli bileşenidir. Bu gıdalar, probiyotik aktivitenin metabolik yan ürünleri olan yararlı bakteriler ve postbiyotikler içerir. Postbiyotikler, bağırsak mikrobiyomunu olumlu etkileyerek, çeşitliliğini artırır ve sağlıklı bir inflamatuar yanıtı teşvik eder.


Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdaları çocuğunuzun diyetine yavaş yavaş dahil edin. Eğer çocuğunuz seçici bir yiyici ise, tanıdık yiyecekleri daha sağlıklı alternatiflerle değiştiren "aynı lezzet, farklı eğlence" yaklaşımını deneyin, örneğin, kutulu makarna ve peynir yerine ev yapımı tatlı patates ve karnabahar peyniri sunun. Stres azaltma, dengeli bir bağırsak mikrobiyomunu korumada bir diğer önemli faktördür. Vagus siniri, beyin ve bağırsak arasında iki yönlü bir bilgi otoyolu olarak işlev görür. Vagus siniri rahat bir durumda olduğunda, sağlıklı kalp atış hızı değişkenliği (HRV) yaşarız, bu da optimal sağlık ve direncin bir göstergesidir. Ancak vagus siniri stres altındayken, kalp atışımız hızlanır ve sabitlenir, bu da bir savaş veya kaç tepkisini tetikler.


Mindfulness ve mindful nefes egzersizleri, HRV'yi iyileştirebilir ve stres seviyelerini azaltabilir. Çocuk dostu mindfulness uygulamaları deneyin, örneğin, derin nefes alarak karın nefesi, dört sayıda nefes alıp, dört sayıda tutup, dört sayıda verip, dört sayıda tutarak kare nefes alma ve çevrenizi tüm duyularınızı kullanarak gözlemlemek için duraklayarak "dur, bak ve dinle" egzersizi yapabilirsiniz. Hidrasyon da bağırsak sağlığının önemli bir bileşenidir. Araştırmalar, yeterli su tüketen bireylerin mikrobiyomlarında daha az zararlı bakteri olduğunu ve daha az kabızlık yaşadığını göstermiştir.


Eğer çocuğunuz yeterli su içmekte zorlanıyorsa, meyve aromalı su, hindistancevizi suyu veya soda suyu sunarak su içmeyi daha çekici hale getirebilirsiniz. Son olarak, düzenli egzersiz sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunu korumak için kritiktir. Çocukların günde 60 dakika yoğun fiziksel aktivite yapmaları önerilir. Bu aktiviteyi gün boyunca biriktirebilirsiniz. Yapılandırılmış antrenmanları zorlamak yerine, çocuğunuzun keyif aldığı şekillerde hareket etmesini teşvik edin, örneğin, doğa yürüyüşleri, scooter, bisiklet veya kaykay sürmek veya en sevdiği sporları veya aktiviteleri yapmak gibi. Bu pratik adımları çocuğunuzun günlük rutinine dahil ederek, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunu besleyebilir, genel sağlığı, bağışıklığı, bilişsel fonksiyonu ve direnci destekleyebilirsiniz. Unutmayın, küçük ve sürekli değişiklikler büyük faydalar sağlayabilir ve ömür boyu sürecek canlı bir sağlık ve canlılık için zemin hazırlayabilir.


Hastalıklarla Bütünsel Olarak Başa Çıkmayı Öğrenin


Çocukların yaşam tarzı değişiklikleri ile sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomu geliştirme çabalarına rağmen, hastalıklarla karşılaşmaları kaçınılmazdır. Ancak, sağlıklı bir çocuğun asla hastalanmayan değil, hastalık veya stres sonrası kolayca toparlanabilen çocuk olduğunu kabul etmek önemlidir. Aslında, hastalıktan iyileşme süreci, çocuğun bağışıklık sistemini güçlendirir ve gelecekte daha iyi ve daha güçlü işlev görmesini sağlar.


İlaçların Olduğu Bir Eczane

Bir çocuk hastalandığında, genellikle antibiyotikler reçete edilir. Antibiyotikler, şiddetli bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmekte gerekli ve etkili olabilirken, bazen gereğinden fazla reçete edilmektedir. Bir antibiyotik kürünün, bağırsak mikrobiyomunun hassas dengesini ciddi şekilde bozabileceğini anlamak önemlidir. Bilinçli bir ebeveyn olarak şunları yapmanız gerekir: Çocuğunuz antibiyotik aldıktan sonra bağırsak sağlığını yeniden düzenlemek için ilgili destekleri sağladığınızdan emin olun.


Dinlenme: Enfeksiyonlar, vücudun enerji tasarrufu yaparak iyileşmeye ve bağışıklık sistemini yeniden inşa etmeye odaklanmasını sağlayan bir beyin yanıtı olan hastalık davranışını tetikler. Çocukların dinlenmesine ve iyileşmesine izin vermek daha iyidir.


Su İçme: Hastayken çocukların iştahı azalabilir. Ateşleri varsa, vücutları terleme ve nefes alma yoluyla ısıyı azaltmaya çalışır, bu da sıvı kaybına yol açabilir. Bu temel sıvıları et suları ve bitki çayları ile yenileyin.


Gerekli Tıbbi Yardımı Alın: Çocuğunuzu en iyi siz tanırsınız. Bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorsanız veya çocuğunuz şiddetli ağrı yaşıyorsa, tıbbi yardım almakta tereddüt etmeyin.


Bütünsel bir yaklaşımı benimseyerek, doğal çözümleri, dinlenmeyi ve uygun hidrasyonu birleştirerek, çocuğunuzun direncini destekleyebilir ve iyileşmelerine yardımcı olabilir, aynı zamanda hastalık veya antibiyotik kullanımı sonrasında bağırsak sağlığını yeniden düzenlemek için adımlar atabilirsiniz. Unutmayın, direnç gerçekten sağlıklı bir çocuğun anahtarıdır.


Elisa Song'un "Healthy Kids, Happy Kids: An Integrative Pediatrician’s Guide to Whole Child Resilience" kitabındaki temel çıkarım, sağlıklı bir bağırsak mikrobiyomunun çocuğun genel iyilik hali için hayati olduğudur. Basit yaşam tarzı değişiklikleri, besleyici yoğun bir diyet, fermente yiyecekler, stres azaltma teknikleri, uygun hidrasyon ve düzenli egzersiz gibi adımlar, çocuklarda dengeli bir bağırsak mikrobiyomu geliştirmeye yardımcı olabilir. Bu adımlar, bağışıklık sistemini, bilişsel işlevi ve direnci destekleyerek, çocuğunuzun sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesine katkıda bulunur.


Kaynak:

Song, E. (2024). Healthy kids, happy kids: An Integrative Pediatrician’s Guide to Whole Child Resilience. Harvest.

8 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page